LGS ve YKS sınavları, öğrencilerin eğitim öğretim hayatı boyunca baş etmeleri gereken önemli değerlendirmelerdir. Sınavdan önce çocukların biraz kaygılı hissetmeleri onların disiplin ve öğrenme motivasyonlarını arttırsa da, aşırı kaygılı olmaları onların başarılarını olumsuz yönde etkilemektedir. Sınavların ergenlik dönemine denk geliyor olması ise öğrencilerin bu süreci daha zor geçirmelerine yol açmaktadır.
Sınav kaygısı; sınavdan önce başlayan ve sonrasında da devam edebilen, öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili şekilde kullanılmasını engelleyebilen, yoğun kaygı, endişe ve panik duygularının bir arada yaşanmasıdır. Kaygı, korkudan farklı olarak, somut olarak var olmayan, tamamen ihtimaller doğrultusunda zihnimizde geliştirdiğimiz uyaranlara tepki vermesidir. Korku ise korkmamıza neden olan bir dış uyaranın olmasıdır.
Çocukların akademik anlamda kendilerini yeterli hissedememeleri, planlı ve programlı bir şekilde çalışamamaları ve test tekniğini tanıyamamaları sınav kaygısı yaşamalarının nedenlerinden biridir. Ailelerinin ya da yakın çevrelerinin yoğun baskısı, kendileri ile ilgili yüksek beklenti içinde olmaları, fizyolojik ihtiyaçlarını (uykusuzluk, beslenme) karşılayamamaları, “Ben sınavda başarısız olursam annem babam beni daha az sevecek” veya “Ben bu sınavda başarısız olursam insanlar beni yargılayacak” gibi düşüncelere sahip olmaları çocukların sınav kaygılarını artırmaktadır. Bununla birlikte sınav esnasında ve sonrasında olacaklarla ilgili endişe duymaları, sınavı tehlikeli bir unsur olarak algılamaları, ergenlik döneminden kaynaklanan bazı duygusal problemlerle karşı karşıya gelmeleri ne yazık ki onların sınav performanslarını düşürebilmektedir.
Sınavlardan önce kalp atışlarında hızlanma, terleme, titreme, üşüme, kaşınma, ağız kuruluğu, mide bulantısı, karın ağrısı, baş ağrısı, bayılma, sık sık tuvalete gitme gibi yoğun fiziksel belirtilerin oluşması çocukların sınav stresi ile baş etmekte zorlandıklarını, duygusal desteğe ihtiyaç duyduklarını göstermektedir.
Fiziksel belirtilerin yanı sıra, aşırı huzursuz, gergin, öfkeli, endişeli ya da umutsuz hissetmeleri çocukların sınava yönelik olumsuz inançlar geliştirdiklerine işaret etmektedir. Bu olumsuz duygular onların kendine olan güvenlerinin azalmasına, zamanlarını etkili bir şekilde kullanamamalarına, sınavlarda dikkat hataları yapmalarına sebep olmaktadır.
Ayrıca, okula gitmek istememek, ödev yapmayı unutmak, ders çalışmayı ertelemek, farklı etkinliklere öncelik vermek, deneme sınavlarını yarıda bırakmak ya da hiç girmemek gibi davranışlarda bulunmaları onların sınavla ilgili hedeflerinden uzaklaştıklarını, sınava hazırlık süreçlerini doğru yönetemediklerini göstermektedir.
Anne Babalar Çocuklarına Nasıl Yardımcı Olabilirler?
Sınava hazırlık sürecinde çocukların sevildiklerini, değer verildiklerini ve koşulsuz kabul edildiklerini hissetmeleri çok önemlidir. Bu nedenle anne ve babaların çocuklarını akranlarıyla ya da kardeşleriyle kıyaslamamaları, olumsuz eleştirilerden ve etiketlerden uzak durmaları, aşırı baskıcı ve mükemmeliyetçi yaklaşmamaları çocuklarının bu süreci daha sağlıklı geçirmelerine yardımcı olacaktır. Aynı zamanda çocuklarını olumlu pekiştireçlerle motive etmeye çalışmaları, onlara anlayışlı ve empatik davranmaları, güvenli ve huzurlu bir aile ortamı yaratmaları çocukların kendine olan güvenlerinin artmasına, sınavda daha rahat ve huzurlu olmalarına ve sınavla ilgili olumsuz inançlarının azalmasına destek olacaktır.
Uzman Klinik Psikolog Leman ÖZDAĞTEKİN
Kaynak: Duru Yaşam Psikoloji